Kışın Motosikletle Yol Tecrübesi

Kışın motosikletle şehirler arası yol yapmamaya karar vermiştim. Çünkü, artık Kışlık mont-pantolon, termal içlikler, yağmurluklara rağmen sorun yaşıyordum. Terlemenin yarattığı sorunlar nedeniyle Şubat ayında yaptığım son yolculuk çok sıkıntılı geçmişti. Termal içliklerim, hatta kışlık motosiklet kıyafetinin içine giydiğim ikinci katman giysilerim terlemeden dolayı ıslanıyordu. Bütün bu sıkıntıları gözardı edip tekrar yola koyuldum. İlk defa Ocak ayında şehirler arası yol yapacaktım. Güzergahımda sıcaklıklar 1-9 derece arasındaydı. İlave bir önlem olarak kıyafetlerimin içine kağıt havlu koydum. Kıyafetleri kağıt havlunun üzerine giydim. Terlediğim zaman teri emerek kıyafetlerimin ıslanmasını önleyeceğini düşünüyordum. Daha önce motorun yanına indiğim ilk dakikalardan itibaren sorun başlıyordu. Çünkü, kilitleri çıkarıp çantaları monte ederken terliyordum. Bu sefer terlediysem de hissetmedim. Yola çıktıktan 1 saat sonra göğüs bölgemde rahatsızlık hissettim. Kışlık montun eskiyen cırtları görevini iyi yapamıyor ve fermuar kısmından içeri sızan soğuk hava rahatsızlığa neden oluyordu. Önlem olarak yedek termal içliği katlayıp göğsüme koydum. Kısmen işe yaradı. Fakat montun içine az da olsa sızan soğuk hava rahatsız etmeye devam etti. Terlemekten korksam da yağmurlukları giymeye karar verdim. Bundan sonra yol boyunca hiçbir sorun yaşamadım. Kağıt havlu katmanı da görevini çok iyi yapıyordu. Gerekirse kağıt havluları değiştirmek için yanıma bir rulo kağıt havlu almıştım. Yolculuk şarlarında kısmen de olsa değiştirebilirdim. Buna da gerek kalmadı. Neopren kumaştan elcik koruma, kışlık eldivenler, kışlık bot sayesinde el ve ayaklarım üşümedi. Ön camın üzerinden kaskıma şiddetle vuran rüzgar kaskın içine de giriyordu. Bu sorunu balaklava takarak çözdüm. Rüzgarın oluşturduğu gürültü sorun olarak kaldı. Çünkü kulak tıkaçlarımı evde unutmuştum. Güzergahım üzerinde buzlanma sorunları beklediğim gibi yoktu. Spreyleme gibi çise yağan bölümlerde yol tutuşu kısmen azaldı. Temkinli bir sürüşle sorunsuz devam ettim. Kıyafetin içine gazete kağıdı koymak eski iki tekercilerin bilinen bir yöntemidir. Gazete kağıdı kullanma tecrübem olmadı. Kağıt havlu tecrübesi oldukça iyiydi.

Tekstil Yan Çanta İle Güvenli Sürüş

Tıka basa doldurmuş olduğum tekstil yan çantaları motora yükledikten sonra yerinden kaymaması için yan tutamaçlara bağlamıştım. Fakat yeterince iyi sabitleyememişim. Sürüş esnasında çantalardan biri bana temas edince bir çantanın yukarı kalktığını, diğerinin aşağıya kaymış olduğunu fark ettim. Bunu anlayabilmek için bir anlık çantalara baktım. Fakat, bu bir an içinde yoldan çıkıp mıcır üzerinde gitmeye başlamıştım. Mıcır üzerinde giderken sola virajı da dönmem gerekiyordu. Eğer dönemezsem virajdaki derin şarampole düşmekten kurtulamayacaktım. İlk tepkim gazı kapatmak oldu. Skuterlerde gaz kesince öne yığılma olmaması benim için bir şanstı. Fren kullanmadan minik yönlendirmelerle virajı dönünce derin  bir “oh” çektim. Durup çantaları yeniden sabitledim. Çantalarımın biri epey daha daha ağırdı. Ağırlığı dağıtarak  dengeyi sağlamaya çalıştım. Tekstil çantalar için yan çanta taşıma demirleri kullanılması daha güvenli. Çünkü bu demirler üzerine oturan çantaların  kayması zordur. Bağlayarak çok daha güvenli bir sabitleme yapılabilir. Motora yükleme yaptığımızda acele etmeden çok iyi sabitleme yapmalıyız. Aksi takdirde ne olduğunu bile anlamadan kötü durumlara düşebiliriz. Kazasız belasız sürüşler.

Burgman 200 ile Panik Frenleme

Hava oldukça soğuk. Rüzgar sert esiyor. Yeterince üşüdüm. Eve varmak için acele ediyorum.  Önümde paket servisi yapan bir skuter var. Geçmek üzere hızlandım. Tam bu sırada orta refüjdeki aralıktan yolun diğer tarafına geçmek için frenledi. Ve önüme doğru yöneldi. Sağa kaçış manevrasının zor ve tehlikeli olduğunu düşündüm. Gidonu düz tutup panik frenleme yaptım. Ön tekerde ABS devreye girmezken arka tekerde devreye girdi. Ve arkanın savrulmasına engel oldu. Hızım iyice düştükten sonra sağa kaçış manevrasıyla sıyrıldım. Sağa kaçarken aynaya bakamadım. Şans benimleydi. 2000 km. dir kullandığım Anlas lastikleri aslında pek gözüm tutmamıştı. Bu deneyimden sonra lastiğe not verirken cimrilik yaptığımı düşündüm. Doğrultusunu hiç bozmadan panik frenleme yapan Burgman 200 frenleme ve ABS konusunda gözüme girmeyi başardı.

Hız : 80 km/h
Lastik : Anlas Tournee. 2000 km.de
Lastik durumu : Isınmış durumda.
Hava sıcaklığı 3-4 derece
Yol durumu : Sıradan asfalt. Kuru.
Fren balataları : 2000 km.de

Stabilize asfalt yolda ilerliyorum. Önümdeki otomobili solladıktan sonra kamyonu da sollamaya başladım. Kamyon bir anda sol şeride girerek önümü kapattı. İlk anda kurtaramayacağımı düşündüm. Frenlere asıldım. Sert fren nedeniyle arka teker kayıyor diye düşünürken Abs devreye girip hayat kurtarıcı etkisini gösterdi. Kaza yapmadan yavaşlayabildim.  Kamyon, önündeki traktörü geçmek için sol şeride geçmişti. Traktörü görmediğim için bunu beklemiyordum. Sol şeridin solundan geldiğim için kamyon önündeki traktörü perdelemişti. Tam bir trafik tuzağıydı.

Hız : 100 km/h
Lastik : Ön Anlas Tournee. 10.000 km.de. Arka Metzeler ME7 Teen 3000km.de.
Lastik durumu : Isınmış durumda.
Hava sıcaklığı 18-19 derece
Yol durumu : Stabilize asfalt. Kuru.
Fren balataları : 10.000 km.de

Kazasız belasız sürüşler…

Yamaha MT07

2014 yılı başında Türkiye’ye getirildiği zaman çok güzel bir motosiklet olarak değerlendirmiştim. Kullanıp denedikten sonra daha detaylı fikir edinme şansım oldu. Motosikletin ivmelenmesi insana “vay canına!” dedirtiyor. ilk 3 viteste gaz kolunu çevirdiğimde gelen gücü kısaca ifade etmek için “kaba saba” diyebilirim. 30 yaş daha genç olsaydım böyle bir gücü belki isterdim. Fakat, şimdi bu kadar güç benim için gereksiz. Süspansiyonları sert değil. Düşük kaliteli yollarda sürücüyü rahatsız etmiyor. Şehir içi yollarda ve hızlarda yol tutuş ve frenlemesi oldukça iyi. Selesi konforlu değil. Oturma pozisyonu hafif öne eğik. Fakat, bunlar kısa süreli kullanımda rahatsızlık vermiyor. Sert gaz tepkisi nedeniyle yağmurlu, ıslak ve kaygan yollarda dikkatli kullanmayı gerektiriyor.

MT07’yi şehir içi yollarda kullandım. Şehirler arası yolculuklarda bu motoru kullanmak istemem. Neden mi?

– Hafif öne eğik oturma pozisyonu nedeniyle vücut ağırlığının kısmen el bileğine binmesi.

– Rüzgardan korumayan yapısı.

– Konforlu olmayan selesi.

Bana göre MT07 kendi türünün speddy gonzalez’i. Şehir içinde eğlenceli. Fakat şehirler arası yolculuklar için benim sevebileceğim bir model değil.

Okumaya devam et “Yamaha MT07”

Sıvacı Kuşu

Akşam vakti evin önündeki sokakta yürürken yerde bir kuş yavrusu gördüm. Hemen avucuma aldım. Çünkü, etraftaki kediler bir lokmada yutardı onu. Sağa sola bakınıyordu ama avucumun içinde pek hareket etmiyordu. Eve götürüp eşime gösterdim. Kuşlar konusunda bilgili olmasına rağmen hangi tür olduğunu internetten bakarak öğrendi. Yavru bir sıvacı kuşuydu konuğumuz. Avucumun içinde gözlerini kapatıp hareketsiz kaldığını görünce panikle “öldü bu yahu!…” diye eşime seslendim. Gürültü olunca gözlerini açtı. Bitkin bir durumda olduğunu avucumun sıcaklığı ile uyukladığını anladık. Yardım etmek istesekte yavru bir kuş için ne yapabileceğimizi bilmiyorduk. Küçük bir kutunun içine bez serip su ve bulgur koyup sakin bir köşeye bıraktık.

Sabah olunca durumun iyiye mi yoksa kötüye mi gideceği belli olacaktı. Sabah minik sıvacı kuşumuzun kutudan çıkmış olduğunu gördük. Etrafta civciv gibi dolaşıyordu. Kanatlarının biri kapalı konumdayken biraz daha aşağıya sarkık durumdaydı. Başına ne geldiyse kanatlarından birini en azından zedelemişti. Kuşu elime alıp bu konuda bilgisine güvendiğim bir komşuma gittim. “Yapacağın bir şey yok. Bırak gitsin” cevabı aldım. Sokağa bırakmaya kıyamadım. Elime aldığım zaman korkudan kalp atışları değişen bu yavruya yardım etmek istiyordum. Sıvacı kuşunu evin duvarla çevrili bahçesine bırakmaya karar verdim. Bıraktıktan sonra bahçede koşturup ötmeye başladığını gördüm. Bu ses ötmekten çok annesini çağıran bir çığlığa benziyordu. Arada bir iki metrelik uçuşlar yapıyordu. Son kez kontrol etmeye çıktığımda kuşu göremedim. Etrafta dolaşıp iyice araştırdım. Yoktu. Kendimi iyimser düşünmeye zorladım…

Yanık Ülke

Eşim gezilecek güzel bir yer bulduğunu söyleyince kamera v.s pilleri şarj edip ertesi sabah yola çıkmak üzere hazırlanıyoruz. Hedefimizde Türkiye’nin ilk ve tek jeoparkı olan Kula-Salihli Jeoparkı’nı gezmek var.

Manisa Kula ilçesinde bulunan ve binlerce yıl öncesine dayanan Kula Volkanları ve çevresini gezeceğiz. Sönmüş küçük volkanların bulunduğu bir alan. Volkanik aktiviteler nedeniyle  tarihte Kula ve çevresine Yanık Ülke (Katakekaumene) denilmiş.

Okumaya devam et “Yanık Ülke”

Şahindere Kanyonu Jeep Safari Turu

Eşimin önerisi ile Jeep Safari turuna katılmaya karar verdik. Tur aracı Akçay’dan hareket ediyor. Şahindere Kanyonu Jeep Safari turuna katılmak üzere yola koyulduk. 120 km. Sonra Akçay’dayız. Akçay’da eşimi Demre Tur bürosu önünde bıraktıktan sonra, arabayı park etmek için arka sokaklara yöneliyorum. En ücra sokaklarda bile park ücretli. Gelir elde etmedeki uyanıklığı için Akçay Belediye’sini tebrik ederim. Arabayı park ettikten sonra eşimle kahvaltı yapacak yer arıyoruz. Ömür Lokantası‘nın mercimek çorbasını ikimiz de beğeniyoruz. Kahvaltıdan sonra Demre Tur bürosunun önünde bekleyen jeep safari aracına binip, 10:30’da hareket etmeyi bekliyoruz. Tur kapsamında gölette yüzme var. Okumaya devam et “Şahindere Kanyonu Jeep Safari Turu”

Mıhlı Şelalesi

Mıhlı şelalesine gitmek üzere evden çıkıyoruz. 130 km. Civarında bir yolumuz var. Yanıma yüzmek için mayo vs. alıyorum. Eşim sadece fotoğraf çekimi yapmak istiyor. Ayvalık yakınlarında yol kenarında karadut suyu içmek için duruyoruz. Karadut suyunun sağlığa faydalarını öğrendiğimden beri her bulduğum yerde karadut suyu içiyorum. Soğuk içilince daha bir güzel oluyor. Okumaya devam et “Mıhlı Şelalesi”